Siyaset

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı Elif Esen, TBMM’de yaptığı konuşmada Türkmenistan ile eğitim alanındaki iş birliğinin önemini vurgularken, Türkiye’de özellikle deprem bölgesindeki çocukların eğitim hakkının ihmal edildiğini söyledi. “Türkmenistan’daki 428 öğrenciyi düşündüğümüz kadar, deprem bölgesinde yoksullukla mücadele eden, derslerini aç dinleyen öğrencilerimizi de düşünmeliyiz!” diyen Esen, 6 Şubat depreminin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen, hâlâ on binlerce öğrencinin eğitime uygun olmayan koşullarda eğitim gördüğünü belirtti. “Eğitim bir lütuf değil, temel bir haktır. Çocuklarımızın hayalleri enkaz altında kalmamalı!” ifadelerini kullanan Esen, afet bilincinin artırılması için müfredata zorunlu afet eğitimi dersi eklenmesi çağrısında bulundu.

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, TBMM’de yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e yönelik tehditkar ifadelerine sert tepki gösterdi. “Demokrasiler, siyasetçilerin millete ya da rakiplerine had bildireceği değil, milletten had alacağı rejimlerdir!” diyen Günaydın, “Cumhuriyet Halk Partisi’nin Genel Başkanı hiçbir faniden had almaz! Ayağımızı denk almıyoruz, doğruları söylemeye devam edeceğiz!” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanı’nın tarafsız olması gerektiğini vurgulayan Günaydın, “Hem ‘Ben başkomutanım’ diyorsun hem de AKP Genel Başkanı olarak muhalefeti tehdit ediyorsun. İşte bu, bu rejimin ne kadar absürt olduğunun kanıtıdır!” dedi.

AK Parti Grup Başkanvekili Abdulhamit Gül, TBMM’de yaptığı konuşmada, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in kuvvet komutanlarına yönelik sözlerini sert bir dille eleştirdi. “Türkiye’nin düşmanlarının bile kullanamayacağı bir dili, bir muhalefet partisi liderinin kullanması kabul edilemez!” diyen Gül, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her zaman hukukun, demokrasinin ve millet iradesinin yanında olduğunu vurguladı. “Cumhurbaşkanımız, vesayete karşı mücadele etmiş, milletin iradesine sahip çıkmıştır. Kimse Türkiye’nin birlik ve beraberliğini hedef alamaz!” ifadelerini kullandı.

CHP Şanlıurfa Milletvekili Mahmut Tanal, TBMM’de yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e yönelik sözlerine sert tepki gösterdi. “Erdoğan’ın ‘Ayağını denk al, denk getirmesini biliriz’ sözleri açık bir tehdittir. Bu dil mafya jargonudur, Cumhurbaşkanına yakışmaz!” diyen Tanal, “Türkiye, tehdit ve korku siyasetiyle yönetilecek bir ülke değildir. Muhalefeti susturmaya çalışan bu baskıcı zihniyete karşı halkın iradesini ve hukukun üstünlüğünü savunmaya devam edeceğiz!” ifadelerini kullandı. Tanal ayrıca, Şanlıurfa’da DEDAŞ ile belediye arasındaki gerilim nedeniyle halkın mağdur edildiğini belirterek, AK Parti’yi halka zulmetmekle suçladı.

CHP İstanbul Milletvekili Yunus Emre, TBMM’de yaptığı konuşmada Hocalı Katliamı’nın 33. yıl dönümünde hayatını kaybedenleri anarak, uluslararası camianın sessizliğini eleştirdi. “Hocalı’da 613 soydaşımız katledildi ama dünya hâlâ bu soykırımı tanımıyor! Uluslararası hukukun çifte standardını bir kez daha görüyoruz.” dedi. Türkmenistan ile eğitim iş birliği anlaşmasını desteklediklerini belirten Emre, Türkiye’nin son dönemde demokrasi, hukuk ve dış politika alanında ciddi krizler yaşadığını söyledi. “İktidar, Avrupa Birliği’ni hatırladı ama demokrasi olmadan üyelik olmaz!” diyen Emre, Türkiye’nin otoriterleşme eğilimleri nedeniyle uluslararası alanda yalnızlaştığını vurguladı.

İYİ Parti İstanbul Milletvekili Burak Akburak, TBMM’de yaptığı konuşmada Azerbaycan’la doğal gaz iş birliğinin önemine vurgu yaparken, Türkiye’nin enerji bağımsızlığını sağlaması gerektiğini belirtti. “Doğal gazda %99 dışa bağımlıyız, bu sürdürülebilir değil! Yerli kaynaklarımızı etkin kullanmalı, yenilenebilir enerjiye yatırım yapmalıyız.” diyen Akburak, enerji politikalarının plansızlık ve dışa bağımlılık sarmalında ilerlediğini söyledi. Artan suç olaylarına ve bireysel silahlanmaya da dikkat çeken Akburak, “Türkiye güvenli bir ülke olmalı! Sokakta yürüyen vatandaş, ‘Başıma ne gelir?’ diye düşünmemeli.” ifadelerini kullandı.

İYİ Parti Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin, TBMM’de yaptığı konuşmada, kayyum atamalarının yalnızca AK Parti’yi değil, devleti de yıprattığını belirtti. Kayyumların halk ile devlet arasındaki bağı zayıflattığını vurgulayan Çirkin, “Seçimle gelen belediye başkanlarının yerine kaymakam ve valilerin atanması, bölgedeki vatandaşlarımızın devlete olan güvenini sarsmaktadır.” dedi. İYİ Parti’nin bu konuda demokratik ve devlet otoritesini koruyan bir yasa teklifi sunduğunu hatırlatan Çirkin, “Kayyum yerine halkın siyasi iradesiyle çözüm bulunmalı. Aksi takdirde, bu uygulama bölücü siyaset yapan partilerin en büyük propagandası haline geliyor.” ifadelerini kullandı.

Yeni Yol Partisi Grup Başkanvekili Selçuk Özdağ, TBMM’de yaptığı konuşmada kayyum atamalarının hukuki ve siyasi açıdan sorunlu olduğunu belirterek, “Bu uygulamalar kanuni olabilir ama ne hukuki ne de ahlakidir.” dedi. Kayyum atamalarının belediye meclislerini devre dışı bıraktığını ve demokratik süreci baltaladığını vurgulayan Özdağ, “Eğer bir belediye başkanı suç işliyorsa, bağımsız ve tarafsız bir yargı karar vermelidir. Kayyum atamak yerine, belediye meclisi kendi içinden yeni bir başkan seçmelidir. Gelin, Türkiye’yi bu ayıptan kurtaralım!” ifadelerini kullandı.

AK Parti Mardin Milletvekili Faruk Kılıç, TBMM’de yaptığı konuşmada, ekmek üreticilerinin sorunlarına yönelik denetim ve düzenlemeler hakkında bilgi verdi. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın ekmek üretim tesislerini sürekli denetlediğini belirten Kılıç, “2024 yılında 35.370, 2025 yılında ise bugüne kadar 4.170 resmî kontrol gerçekleştirildi.” dedi. Ekmek maliyetlerinin fırın tipi, kira ve işçilik gibi birçok faktöre bağlı olduğunu vurgulayan Kılıç, “Türkiye genelinde standart bir uygulama yok, ancak üreticilerimizin zarar etmesi söz konusu değildir.” ifadelerini kullandı.

CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer, TBMM’de yaptığı konuşmada, ekmek fiyatlarındaki artışın temel sorumlusunun hükümetin yanlış tarım politikaları olduğunu söyledi. “Fırıncıyı suçlamayın, un arttı, maya arttı, elektrik, doğal gaz, nakliye arttı. Esnaf da tüketici de çaresiz!” diyen Gürer, Türkiye’nin yıllık 10 milyon ton buğday ithal ettiğini ve üretimde ciddi düşüş yaşandığını belirtti. Tarım Bakanlığı’nın “Türkiye kendi kendine yeterli” açıklamalarını eleştiren Gürer, “Üretici kazanamazsa tüketici 12,5 liralık ekmeği 20 liraya almak zorunda kalır.” dedi. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin buğdayda sübvansiyon sağlaması gerektiğini vurgulayan Gürer, “Üretimi artıracak adımlar atılmazsa kriz derinleşecek.” ifadelerini kullandı.